Sezai KAYA, Gümrük Müşaviri, Gümrük ve Ticaret Eski Müfettişi
24.10.2019

İstanbul Gümrük ve Dış Ticaret Bölge Müdürlüğü 01.10.2019 tarihli 48633521 sayılı yazısı ile tasfiyelik hale gelen eşyanın geri alınması için ödenen CIF %1 bedelin ithalatta KDV matrahına dahil edilmesi gerektiğini duyurmuştur.

Keza, dahilde işleme,  geçici ithalat kapsamında ithal edilen malların kati ithalata çevrilmesi esnasında hesaplanan gecikme zammının KDV matrahına dahil edilmesi gerektiği yönünde yapılan idari işlemler bulunmaktadır.

Hem CIF%1 şeklinde ödenen bedelin hem de gecikme zammının KDV matrahına dahil edilmesi gerektiği yönündeki düşünce şeklinin KDV Kanunu’nun genel sistematiğine uymadığı düşüncesindeyiz. Şöyle ki;

KDV Kanunu 1. maddesi ile önce verginin konusu belirlenmiş, Kanun’un mezkûr maddesinde sayılan ve Türkiye’de gerçekleşen mal teslimleri ve hizmet ifaları verginin konusuna dahil edilmiştir.  Daha sonra, Kanun’un ilerleyen maddelerinde verginin konusuna giren mal teslimi veya hizmet ifaları istisna kapsamına alınmıştır. Bu çerçevede verginin konusuna girmeyen bir mal teslimi veya hizmet ifasının istisna kapsamına alınmasına gerek bulunmamaktadır.

Örneğin, Yunanistan toprakları içerisinde yapılan mal teslimleri KDV’nin konusuna girmediğinden bu teslimler istisna kapsamına alınmamıştır. Ya da Türkiye’de yerleşik bir firmanın transit ticaret kapsamında İngiltere’den aldığı malları Brezilya’ya satması KDV’den istisna değildir, çünkü bu şekilde yapılan transit ticaret KDV’nin konusuna girmez. Başka bir örnek olarak antrepoda yapılan devirler verilebilir. Antrepoda yapılan eşya devirleri KDV’nin konusuna girer ancak istisna kapsamındadır.

Limanlarda yapılan hizmetler, antrepoculuk hizmeti verginin konusuna girer ama istisna kapsamındadır. Kanun koyucu buralarda verilen hizmetleri bilerek istisna kapsamına almıştır. Çünkü oralarda bulunan malların destinasyonu (hangi ülkeye gideceği) henüz belli değildir. Ancak, serbest dolaşıma giriş beyannamesinin tescili ile destinasyon belli olur. Kanun koyucu liman ve antrepolarda verilen hizmet bedellerini beyannamenin yurtiçi kısmında beyan ettirerek, bahse konu hizmetlerin verilmesi esnasında alınmayan verginin destinasyon belli olduğu anda, yani tescil aşamasında alınmasını öngörmüştür.

Destinasyon kuralı varış ülkesinde vergileme ilkesidir. Çıkış ülkesinde vergiden arındırılan (ihraç edildiği için KDV’si iade edilen) malların varış ülkesinde vergilendirilmesi öngörülür. Liman, antrepo gibi yerlerde verilen hizmetlerin istisna kapsamına alınması da destinasyonun henüz belli olmamasındandır. Beyannamenin tescili ile destinasyon belli olur ve hizmetin verilmesi aşamasında alınmayan vergi tescil aşamasında alınır.

Dolayısıyla; ne CIF %1 ne de gecikme zammı verginin konusuna girer. Bunlar, Kanun koyucunun destinasyon belli olana kadar vergilemeyi ertelediği (istisna ettiği) hizmet ifası da değildir. KDV Kanunu’nun 21/c maddesinde, “vergilendirilmemiş giderler” ifadesiyle kastedilen verginin konusuna giren ama destinasyon kuralı gereği istisna edilen hizmetlerdir. Sizce CIF %1 ile gecikme zammı verginin konusuna giren hizmet ifası mıdır?

Tavşanın Suyunun Suyunun Suyu

“Nasrettin Hoca’ya köylünün biri tavşan getirmiş. Yiyeceği ile gelen bu adama Hoca ikramda bulunmuş, ağırlamış, evinde birkaç gün misafir etmiş. Bir hafta sonra aynı köylü kapıyı gene çalmış ve;

 – Hocam, ben sana tavşan getiren köylüyüm, demiş.

Hoca içeri buyur etmiş, sofraya da tavşanın suyundan yapılan çorbayı getirmiş.

Yine birkaç gün sonra tanımadığı iki kişi Hoca’nın evine gelip:

 – Biz, demişler, sana tavşan getiren filancanın akrabalarıyız. 

Hoca onları da misafir etmiş. Adamlara ikram ettiği çorba için:

 – Bakın, demiş, bu tavşanın suyunun suyu!

Neredeyse, Hoca’ya tavşan getiren köylünün bütün akrabaları böyle böyle Hoca’ya misafir olmuşlar. Hoca da bu işten epeyce yılmış. Bir gün yine saçı sakalına karışmış birkaç kişi kapısına dayanıp:

 – Hoca, demişler, hani sana tavşan getiren bir köylü vardı ya, biz onun köyünden değiliz ama yakın köylüyüz. Uzaktan da akraba sayılırız.

Hoca onları da misafir etmiş etmesine de önlerine birer kase su koymuş.

– Hoca, demişler, bu nasıl tavşan suyu?

Hoca hiç oralı olmadan:
– Bu, demiş, tavşanın suyunun suyunun suyu!

Kaynak: nasrettinhoca.info