Sezai KAYA, Gümrük Müşaviri, Gümrük ve Ticaret Eski Müfettişi
04.05.2020

Son dönemlerde gündeme sık sık gelen bir konu: “Ordino ücreti yasal mı? Ödemezsek ne olur? Ödemediğimizde acente tarafından mallarımız teslim edilmiyor, ne yapmalıyız?

Ordino ücreti yasal mı değil mi tartışması uzun dönemdir yapılageldiğinden o konuya girmeyeceğim. Benim yazımın konusunu, ordino bedeli ödenmediği gerekçesiyle eşyanın hapsedilip hapsedilemeyeceği oluşturmaktadır.

Yorumlamalara geçmeden önce, ilgili kanun hükümlerinden sırayla alıntı yapmak istiyorum.

İLGİLİ KANUNLAR 

Türk Ticaret Kanunu Hükümleri

Hapis hakkı
MADDE 891-(1)Taşıyıcı, taşıma sözleşmesinden doğan bütün alacakları için Türk Medenî Kanununun 950 ilâ 953 üncü maddeleri uyarınca eşya üzerinde hapis hakkını haizdir. Hapis hakkı, 860 ıncı maddedeki refakat belgelerini de kapsar.

(2)Taşıyıcının, eşyayı zilyetliğinde bulundurduğu veya eşya üzerinde konişmento ve taşıma senedi aracılığı ile tasarruf hakkına sahip olduğu sürece, hapis hakkı vardır.

(3)Rehnin paraya çevrilmesine yönelik bildirimin gönderilene yapılması şarttır. Gönderilen bulunamıyorsa veya malı teslim almayı reddediyorsa, bildirim gönderene karşı yapılır.

Refakat belgeleri
MADDE 860-(1)Gönderen, eşyanın tesliminden önce, resmî nitelik taşıyan, özellikle gümrük işlemleri için gerekli bulunan bilgileri taşıyıcıya vermek ve söz konusu belgeleri taşıyıcının tasarrufuna bırakmak zorundadır.

(2)Taşıyıcı, kendisine verilen belgelerin zıyaından, hasarından veya yanlış kullanılmasından doğan zararlardan sorumludur; meğerki, zıya, hasar veya yanlış kullanma taşıyıcının kaçınamayacağı ve sonuçlarını önleyemeyeceği durumlardan kaynaklanmış olsun. Ancak, taşıyıcının sorumluluğu, eşyanın zıyaı hâlinde ödenecek miktarla sınırlıdır.

Ödemeli teslim
MADDE 872-(1)Eşyanın gönderilene teslimi, kararlaştırılan bedelin ödenmesi şartına bağlanabilir.

Hapis hakkı için defter tutulması
MADDE 1398-(1) İcra ve İflas Kanununun 270 ve 271 inci maddeleri, bu Kanun hükümleri uyarınca eşya üzerinde doğan hapis hakkının paraya çevrilmesinde de uygulanır.

(2) İcra ve İflas Kanununun 270 inci maddesinin üçüncü fıkrasında öngörülen süre, eşya üzerinde doğan hapis haklarının paraya çevrilmesinde onbeş gündür.

(3)Eşya üzerinde doğan hapis hakları,teminat altına alınan alacaktan ayrı ve bağımsız olarak yargılama veya icra konusu yapılamaz.

Türk Medeni Kanunu Hükümleri

Hapis hakkı
MADDE 950.- Alacaklı, borçluya ait olup onun rızasıyla zilyedi bulunduğu taşınırı veya kıymetli evrakı, borcun muaccel olması ve niteliği itibarıyla bu eşyanın alacak ile bağlantısı bulunması hâlinde, borç ödeninceye kadar hapsedebilir.

Zilyetlik ve alacak ticarî ilişkiden doğmuşsa, tacirler arasında bu bağlantı var sayılır.

Alacaklı, borçluya ait olmayan taşınırlar üzerinde de zilyetliğin iyiniyetle kazanılmasının korunduğu ölçüde hapis hakkına sahip olur.

Borç ödemeden aciz
MADDE 952.- Alacaklı, borçlunun ödemeden acze düşmesi hâlinde, alacağı muaccel olmasa bile, hapis hakkını kullanabilir.

Türk Borçlar Kanunu Hükümleri

İfa zamanı
Süreye bağlanmamış borç
MADDE 90- İfa zamanı taraflarca kararlaştırılmadıkça veya hukuki ilişkinin özelliğinden anlaşılmadıkça her borç, doğumu anında muaccel olur.

Diğer sürelerde vade
MADDE 92- Bir borcun veya taraflardan birine düşen herhangi bir yükümlülüğün sözleşmenin kurulmasından başlayarak belli bir sürenin sonunda ifası gerekiyorsa ifa zamanı aşağıdaki biçimde belirlenir:


Borçlu, belirli bir süre içinde yerine getirilmesi gereken bir borcu, bu sürenin dolmasından önce ifa etmekle yükümlüdür.

İcra ve İflas Kanunu Hükümleri

Hapis hakkı için defter yapılması:
Madde 270 – Kiralıyan evvelce yapılması lazımgelen icrai takibi yapmadan haiz olduğu hapis hakkının muvakkaten muhafazası için icra dairesinin yardımını isteyebilir.

…..
İcra dairesi üzerlerinde hapis hakkı bulunan eşyanın bir defterini yapar ve rehinleri paraya çevirme yoluyla takip talebinde bulunması için kiralayana[1] on beş günü geçmemek üzere münasip bir mühlet verir

Türk Ceza Kanunu Hükümleri

Güveni kötüye kullanma
MADDE 155. – (1) Başkasına ait olup da muhafaza etmek veya, belirli bir şekilde kullanmak üzere zilyedliği kendisine devredilmiş olan mal üzerinde, kendisinin veya başkasının yararına olarak, zilyedliğin devri amacı dışında tasarrufta bulunan veya bu devir olgusunu inkar eden kişi, şikayet üzerine, altı aydan iki yıla kadar hapis ve adlî para cezası ile cezalandırılır

(2) Suçun, meslek ve sanat, ticaret veya hizmet ilişkisinin ya da hangi nedenden doğmuş olursa olsun, başkasının mallarını idare etmek yetkisinin gereği olarak tevdi ve teslim edilmiş eşya hakkında işlenmesi halinde, bir yıldan yedi yıla kadar hapis ve üçbin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur.

HAPİS HAKKI KULLANIMININ ŞARTLARI

Taşıma sözleşmesinde belirtilen ödemelerin yapılmaması, taşıyana eşyayı hapsetme hakkı vermektedir.  Yukarıda belirtilen Kanunlar çerçevesinde, hapis hakkının kullanılması aşağıdaki şartlara bağlıdır.

1) Borç muaccel olmalıdır.

Borcun muaccel[2] olması, borcun ödenmesi gereken aşamaya gelmiş olması demektir. Taşıyan ile taşıtan arasındaki sözleşmede ödeme vadeleri belirtilmişse hapis hakkı bu vadeler geçtiği halde ödenmeyen borç bulunması durumunda kullanılabilir.  

Öte yandan, eşyanın gönderilene teslimi, kararlaştırılan bedelin ödenmesi şartına bağlanmışsa hem eşya hem de refakat belgeleri hapsedilebilecektir. Burada önceden yapılan anlaşmaya göre eşyanın teslimi ödemenin yapılmasına bağlıdır. Başka bir ifadeyle borç muaccel hale gelmiş bulunmaktadır.

2) Eşya borçlunun rızası ile alacaklının zilyetliğinde bulunmalıdır.

Taşıma işlerinde eşyanın taşıyanın zilyedinde taşıtanın rızası ile bulunduğu açıktır. Taşıyıcının, eşyayı zilyetliğinde bulundurduğu veya eşya üzerinde konişmento ve taşıma senedi aracılığı ile tasarruf hakkına sahip olduğu sürece hapis hakkı bulunmaktadır.

3) Taşıyan icra iflas dairesinden eşyanın defterini tutmasını istemelidir.

İcra İflas Kanunu’nun 270. maddesine göre, icra daireleri hapis hakkına konu eşyanın defterini tutar ve rehinleri paraya çevirme yoluyla takip talebinde bulunması için taşıyana on beş günü geçmemek üzere münasip bir mühlet verir. Alacaklı Türk Ticaret Kanunu’nun 1398. maddesi hükmünce bunu talep edilmelidir. (Nazlı SELEK)

SONUÇ

Ordino bedellerinin ödenmediği gerekçesiyle taşıma işlemine konu olan eşyanın hapsedilmesi, borcun muaccel hale gelmesi, eşyanın borçlunun rızası ile alacaklının zilyetliğinde bulunması ve icra iflas dairesinden eşya defterinin tutulmasının istenmesi şartlarının yerine gelmesine bağlıdır. Bu şartlar yerine geldiği takdirde alacaklı borçluya ait eşyaları/malları hapsedebilir. Şartlar oluşmadan, özellikle de borç muaccel hale gelmeden hapis hakkının kullanımı halinde Türk Ceza Kanunu’nun 155. maddesine göre güveni kötüye kullanma suçu işlenmiş olur.

Yazımın konusuna münhasır açıklama yapacak olursam, ordino bedeli muaccel hale gelmeden yani sözleşmede belirtilen vade dolmadan önce acente tarafından eşya hapsedilmemelidir. Aksi halde güveni kötüye kullanma suçu işlenmiş olacaktır. Uygulamada, her taşıma işleminde sözleşme imzalanmadığı için borcun ifa zamanı taraflarca kararlaştırılmamış olacağından Borçlar Kanunu'nun 90. maddesi kapsamında borç doğumu anında muaccel hale gelecektir. Bu hükümden hareketle acentenin hapis hakkı doğabileceğinden, taşıma işlemleri için en azından senelik sözleşmeler imzalanarak genel ilkelerin çerçevesinin belirlenmesinin ve bu çerçeve içerisine ödeme koşullarının da derç edilmesinin yararlı olacağı inancındayım.    

[1] Olayımıza uyarlandığında taşıyana şeklinde algılanmalıdır.
[2] Muaccel kelimesi Arapça kökenli bir kelime olup, acele etme, acele ettirme anlamına gelmektedir. Borçlar Hukuku alanında da borcun ödenmesi gereken (ifa edilmesi gereken) aşamaya gelmiş olması anlamını taşımaktadır.