Kadir SARIKAYA

Ticaret Başmüfettişi

Gümrük ve Ticaret Dünyası Dergisi 103. sayısında (2019/4) neşredilmiştir.
03.01.2020 

ÖZET: 

Menşe kuralları, tercihli menşe kuralları ve tercihli olmayan menşe kuralları olarak ikiye ayrılmaktadır. Tercihli menşe kuralları çerçevesinde ithal edilen bir eşyada aynı zamanda ticaret politikası önlemi de bulunuyorsa ne yapılacaktır. Temel kural ticaret politikası önlemi uygulanan bir eşyanın ithalinde önlemin uygulanmaması için menşe şahadetnamesi ibrazı şeklindedir. Bu durumda hem tercihli menşe kuralları çerçevesinde hem de tercihli olmayan menşe kuralları çerçevesinde ayrı ayrı menşe belgeleri mi ibraz edilecektir. İşte bu noktada Gümrük Yönetmeliğinde yer alan bir kolaylık/istisnaya göre, ticaret politikası önleminin uygulanmaması için ayrıca tercihli olmayan menşe kuralları çerçevesinde menşe şahadetnamesi sunulmasına gerek olmayıp, tercihli menşei tevsik eden belgelerin aynı eşyanın ticaret politikası önlemine maruz kalmaması için tercihli olmayan menşeini tevsikine de yeterli olmaktadır. Ancak sağlanan bu kolaylık/istisnanın temel şartı “tercihli tarife uygulamasından faydalanmak maksadı” şeklindedir. Eşyanın tüm ülkeler için aynı vergi oranına haiz olması durumunda, tercihli tarifeden istifade edilmesi gibi bir durum da söz konusu olmayacağından, aynı eşya için öngörülen ticaret politikası önlemlerinin uygulanmaması için tercihli olmayan menşein ispatının, menşe şahadetnamesi ile yapılması gerekmektedir.

Anahtar Kelimeler: Tercihli Menşe, Tercihli Olmayan Menşe, Tarife Önlemi, Tarife Dışı Önlemler, Tercihli Tarife.

GİRİŞ

Gümrük dediğimiz zaman akla ülkeler arası mal alış veriş işlemi yani uluslarası ticaret gelmektedir.

Günümüzde, iletişim araçlarının da etkisiyle sınır ve mesafe tanımaksızın mal alışverişi yoğun bir biçimde gerçekleştirilmektedir. Diğer taraftan, uluslararası mal alışverişinde, her ülke uygulamalarının farklılık arz etmesinin güçlükleri karşısında, çeşitli uluslararası anlaşmalar ve örgütlenmeler yoluyla gümrük vergilendirme unsurları (menşe, GTİP, kıymet) bakımından standart uygulamalar getirilmeye çalışılmıştır. Buradaki en temel amaç uluslararası bir ticaret işleminin karlılığının ve uygulama imkânının önceden tahmin edilebilmesini sağlamak olarak söylenebilir.

Gümrük vergi hukukunda eşyanın vergilendirilmesinde üç temel unsur esas alınmaktadır. Bunlardan birincisi, eşyanın tarifesi (GTİP), diğeri eşyanın tabiiyetinin yani menşeinin belirlenmesi, sonuncusu ise eşyanın kıymetinin belirlenmesidir. Bazı eşyaların miktarı da vergilendirmeye esas olmakla birlikte bu durum istisnadır. Yazımızın da konusunu oluşturan ve vergilendirmeye esas üç unsurdan bir tanesi olan menşe, ülkece uygulanan dış ticaret politikalarının temelini oluşturmaktadır.

Bilindiği üzere Gümrük Birliği, taraf ülkelerin aralarındaki ticaretin her çeşit tarife ve eş değer vergiden muaf bir biçimde gerçekleşebildiği ve tarafların, birlik dışında kalan ülkelere yönelik olarak da ortak bir gümrük tarifesini benimsedikleri bir ekonomik entegrasyon modeli olup, serbest dolaşım ilkesine dayanmaktadır. Serbest Ticaret Anlaşmaları ise taraflar arasında ticareti kısıtlayan veya engelleyen gümrük vergileri ve tarife dışı engellerin kaldırılarak bir serbest ticaret alanı oluşturulmasını sağlayan, ancak üçüncü ülkelere ortak bir tarife uygulama yükümlülüğünü içermeyen bir anlaşma olup, menşe esasına dayanmaktadır. Menşe kuralları da, tercihli menşe kuralları ve tercihli olmayan menşe kuralları olarak ikiye ayrılmaktadır.

Peki, gümrük beyannamesi konusu bir eşya vergilendirilirken eşyanın menşeinin mutlak suretle belirlenmesi gerekmekte midir? Bu soruya hemen hayır yanıtını verebiliriz. Eğer eşyada menşe esaslı ticaret politikası önlemi yoksa yada tercihli tarife uygulaması bulunmuyorsa yada AB ile yaptığımız anlaşma gereği sanayi ürünü ve işlenmiş tarım ürünü cinsi eşyanın serbest dolaşımda olduğu A.TR belgesi ile ispatlanıyorsa söz konusu eşyaların menşeini ayrıca tevsik etmeye gerek bulunmamaktadır.

Bu çalışmamızda, Gümrük Yönetmeliğinde 22.04.2019 tarihinde yapılan son değişiklikle birlikte, farklı örnekler üzerinden tercihli ve tercihli olmayan menşe kuralları bakımından hangi belgelerle menşe ispatı yapılması gerektiği hususlarına Uluslararası Anlaşmalar, Gümrük Kanunu ve Gümrük Yönetmeliği çerçevesinde cevap verilmeye çalışılacaktır.

1. Eşyanın Menşei

Ülke yönetimleri, çeşitli amaçları gerçekleştirmek için uluslararası ticarete müdahalelerde bulunmaktadırlar. Bu müdahalenin altında ekonomik olduğu kadar, sosyal ve siyasal amaçlar da yatabilir. İthalatın ulusal ekonomiye verebileceği zararlara karşı, gelişmiş sanayi ülkelerinde büyük bir duyarlılık vardır. Bu konuda, kamuoyu, hükümetler üzerinde önemli bir baskı doğurur. Özellikle ithalatla rekabet edemeyen iç üretici grupların baskıları sonucu hükümetler koruyucu önlemler almak zorunda kalmaktadırlar.[1]

Bu açıdan bakıldığında, menşe kavramına, bir dış ticaret politikası uygulayabilmek adına, farklı ülkelerden gelen eşyaların farklı muameleye tabi tutulabilmesi adına ihtiyaç duyulduğu söylenebilir.

Menşe (origin), eşyanın ekonomik milliyetidir[2]. İthalat açısından konuya baktığımızda ise bir eşyanın ihraç edildiği ülke ile menşe ülkesi farklılık arz edebilmektedir. Örneğin, ABD’de üretilen bir cep telefonunun Hollanda’dan ülkemize ihraç edilmesi halinde, eşyanın geldiği ülke Hollanda ancak menşe ülkesi ABD olacaktır. Dış ticaret politikası önlemleri açısından da esas olan eşyanın geldiği ülke değil menşei ülkedir. 

2. Menşe Kuralları

Tümüyle bir ülkede elde edilen veya üretilen eşyanın menşei açık olmakla birlikte; üretimi birden fazla ülkede gerçekleştirilen eşyanın hangi ülke menşeli sayılacağını objektif olarak ortaya koymak oldukça zordur. Öte yandan, o eşyaya uygulanacak dış ticaret politikası araçlarının uygulanabilmesi için eşyanın menşeinin belirlenmesi gerekmektedir. Menşe kuralları, işte bu noktada ortaya çıkmakta olup, eşyanın hangi ülke menşeli olduğunun belirlenmesini sağlayan kurallar bütününü ifade etmektedir.

Kyoto Sözleşmesi’nde[3]menşe kuralı; “ulusal mevzuat veya uluslararası anlaşmalarla belirlenmiş ilkelerden hareketle geliştirilmiş ve bir ülke tarafından eşyanın menşeini tespit etmek amacıyla kullanılan özellikli hükümler” olarak tanımlanmıştır.

Menşe kuralları, tercihli menşe kuralları (preferential origin) ve tercihli olmayan menşe kuralları  (non-preferential origin) olarak ikiye ayrılmaktadır.

2.1 Tercihli Menşe Kuralları

Tercihli menşe kuralları tercihli tarife uygulamalarındanyararlandırılmak istenen eşyaya tatbik edilen menşe kuralları olarak tanımlanabilir.

DTÖ Menşe Kuralları Anlaşması’nın II sayılı Ekinde, tercihli menşe kuralları; “tarife tercihlerinin verilmesine yol açan akdi ve otonom ticaret rejimleri kapsamında malların tercihli muamele için uygun olup olmadıklarını tespit etmek için herhangi bir üye tarafından uygulanan yasa, yönetmelik ve genel uygulamaya ilişkin idari tespitler” olarak tanımlanmaktadır.

 Tercihli tarife, iki ya da daha çok ülkenin yaptıkları ticaret anlaşması uyarınca, aralarındaki ticarette karşılıklı olarak ya da bir ülkenin belli ülke ya da toprak parçaları menşeli eşyaya tek taraflı olarak daha düşük tarife uygulamasını ifade eder.

 Tarife önlemleri ise, dış ticaretin serbest piyasa koşullarında gelişmesine, konulan gümrük vergileri ile engel olunmasıdır.

 Kısacası, tercihli menşe kuralları; aralarında serbest ticaret alanı tesis etmiş olan ülkeler arasındaki ticarete konu eşya ithalatında gümrük vergisi indirimi veya muafiyeti uygulanmasına veya belli ülkelere tek taraflı tanınan tercihlerkapsamında söz konusu ülkeler menşeli eşyanın, indirimli gümrük vergisiyle veya gümrük vergisinden muaf olarak ithalatına esas teşkil etmektedir.

 Eşyanın tercihli menşe statüsü kazanması için ilgili ülke ile akdedilen STA’lar eki Menşeli Ürünler Kavramının Tanımı ve İdari İşbirliği Yöntemleri Hakkında Protokol’de yer alan şartları yerine getirmiş olması gerekmektedir.

 Bu çerçevede, eşyanın tercihli menşei statüsü kazanabilmesi için;

 a) Eşyanın ya “tamamen o ülkede elde edilmiş” olması,

b) Tamamen o ülkede elde edilmemiş maddeler ihtiva ederek o ülkede elde edilmesi halinde, eşyanın imalatında kullanılan söz konusu maddelerin (ithal maddeler) “yeterli işçilik veya işlem” den geçirilmiş olması,

“Tamamen elde edilmiş ürünler” STA’lar eki menşe protokollerinde tek tek sayılmıştır. Örneğin; kendi topraklarından veya deniz yataklarından çıkarılan mineral ürünler, taraf ülkede hasat edilen bitkisel ürünler, taraf ülkede doğmuş ve yetiştirilmiş canlı hayvanlar, taraf ülkede avcılık veya balıkçılıkla elde edilen ürünler, taraf ülke karasuları dışında kendi gemileri tarafından denizden elde edilen balıkçılık ürünleri ve diğer ürünler.

Tamamen elde edilmemiş ürünlerin tercihli menşe statüsü kazanması için söz konusu ürünlerin tâbi tutulması gereken işçilik ve işlemler listesi menşe protokollerine eklenmiştir (II Sayılı Ek- İmal Edilen Ürünün Menşe Statüsü Kazanabilmesi İçin Menşeli Olmayan Girdilere Uygulanması Gerekli İşçilik Veya İşlemler Listesi).

Eşyanın tercihli menşe statüsü Pan-Avrupa-Akdeniz Menşe Kümülasyonu sistemine taraf ülkelerle ticarette EUR.1 ve EUR-MED menşe ispat belgeleri ile Genelleştirilmiş Tercihler Sistemi kapsamında ise Form A belgesi ile ispatlanmaktadır.

2.2 Tercihli Olmayan Menşe Kuralları

Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) Kuruluş Anlaşmasıeki “Menşe Kuralları Anlaşması” birinci maddesinde, tercihli olmayan menşe kuralları; “tarife tercihlerinin verilmesine yol açan akdi ve otonom ticaret rejimleri ile ilgili olmaması koşuluyla, üyeler tarafından malların menşe ülkesinin tespit edilmesi için uygulanan yasa, yönetmelik ve genel uygulamaya ilişkin idari tespitler” olarak tanımlamaktadır.

Tercihli olmayan menşe kuralları; En Çok Kayrılan Ülke (MFN)” kuralı uyarınca DTÖ üyesi tüm ülkelere karşı tavizli vergilerin uygulanmasına esas teşkil etmektedir. MFN kuralı uyarınca, tavizli vergilerde yapılacak indirimin, ayrım yapılmaksızın, bütün DTÖ üyelerine ayrım yapılmadan uygulanması gerekmektedir. Burada, tavizli vergiden kastedilen[4], tercihli ticaret anlaşmaları kapsamında verilen tavizleri değil, gerekli koşulları sağlayan ve bir DTÖ üyesi ülkeden gelen eşya için ülke ayrımı gözetilmemesini ifade etmektedir.

Tercihli olmayan menşe kuralları, temel olarak, eşyanın tercihli olmayan ticaret politikası araçlarına konu olup olmadıklarının belirlenmesinde kullanılmaktadır.

Ticaret politikası araçları ise; gözetim, korunma önlemleri, miktar kısıtlamaları ve ithalat veya ihracat yasaklamaları gibi eşyanın ithal ve ihracı ile ilgili hükümlerle belirlenmiş tarife dışı önlemleri ifade etmektedir.

Tarife dışı önlemler de uluslararası mal ve hizmet akımlarının serbest ticaret koşullarına göre gelişmesine engel olan tarife önlemleri dışında kalan her türlü araç ve politikalardır.

Tercihli olmayan menşe kuralları, 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 17 ila 21’inci maddeleri ve Gümrük Yönetmeliği’nin 33 ila 43’inci maddelerinde düzenlenmektedir.

2.3 Tablo

Tercihli menşe ve tercihli olmayan menşe kurallarına ilişkin özet bilgiler aşağıda tablo halinde gösterilmektedir[5].


3. Menşe Belgesi İbrazı İhtiyari midir? 

07.10.2009 tarihli, 27369 (Mükerrer) Sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Gümrük Yönetmeliğinin;

Menşe şahadetnamesi aranılacak haller başlıklı 38’nci maddesinde; menşe esaslı ticaret politikası önlemlerine tabi eşyanın serbest dolaşıma girişinde önlemin uygulanmaması için eşyanın önlem uygulanan ülke menşeli olmadığını veya başka bir ülkede gördüğü değişiklik ve işlemler dolayısıyla o ülke menşeli sayılmaması gerektiğini tevsik etmek üzere menşe ülkenin veya ihracatçı ülkenin yetkili makamlarınca düzenlenmiş olan menşe şahadetnamesi ibraz edileceği,

Beyannameye eklenecek belgeler başlıklı 114’ncü maddesinde de, Tercihli tarife uygulanabilmesi için gerekli olan belgeler ile vergilendirmeyi doğrudan etkileyen veya yükümlüye vergi avantajı sağlayan belgelerin beyannameye eklenilmesi gerektiği,

Belirtilmektedir.

Kısaca, menşe esaslı ticaret politikası önlemlerine tabi bir eşyada, önlem uygulanmaması için menşe belgesi ibrazı zorunludur.

Örneğin, Azerbaycan’dan gelen 3901.10.90.00.11 GTİP’li alçak yoğunluklu polietilen cinsi eşyalara ilişkin İran menşeli olanlara ek mali yükümlülük uygulanması bulunması durumunda, yükümlünün eşyaların İran menşeli olmadığını (Azerbaycan yada bir başka ülke menşeli olduğunu), beyannameye ekleyeceği menşe ispat belgesi ile kanıtlaması gerekmekte, ispat edemediği takdirde ise, ek mali yükümlülüğün idarece resen tahakkuk ve tahsil edilmesi gerekmektedir.

Temel kural yukarıda anlatıldığı gibi olmakla birlikte; Gümrük Yönetmeliği 205’nci maddesinde bu kurala bir istisna getirilmiştir.

Gümrük Yönetmeliği 205/4’ncü maddesi (Başlığı ile Birlikte Değişik:RG-24/5/2019-30783);

(4) Bu maddede bahsi geçen önlemlere, ilave gümrük vergisine veya ek mali yükümlülük gibi diğer mali yükümlülüklere tabi eşyadan;

a) Türkiye'nin bazı ülkeler veya ülke grupları ile yaptığı anlaşmalar çerçevesinde veya tek taraflı olarak tanıdığı tercihli tarife uygulamasından faydalanmak amacıyla eşyanın tercihli menşeini tevsik eden belgelerin ibraz edilmesi halinde,

b) Serbest ticaret anlaşmaları veya Genelleştirilmiş Tercihler Sistemi çerçevesinde tercihli tarife uygulamasının ortadan kalktığı tarihten önce gümrük gözetimi altında bulunan serbest dolaşımda olmayan eşyaya ait dördüncü fıkranın (a) bendinde sayılan belgelerin ibraz edilmesi halinde,

c) Doğrudan ticaret politikası önleminin uygulandığı ülkeden ithal edilen veya ticaret politikası önlemi, ilave gümrük vergisi veya ek mali yükümlülük gibi diğer mali yükümlülük uygulanan ülke menşeli olduğu beyan edilen eşyanın serbest dolaşıma girişinde,

ç) Türkiye ile AB arasındaki gümrük birliği çerçevesinde eşyanın serbest dolaşım statüsünü tevsiken A.TR Dolaşım Belgesi ibraz edilmesi halinde, ithalata konu eşyanın menşeini belirleme konusunda Bakanlıkça belirlenen risk kriterleri uyarınca saptanan durumlar saklı kalmak kaydıyla,

Menşe şahadetnamesi aranmaz denilmektedir.

Konuyu bir örnek üzerinden detaylandırmak gerekirse; tercihli menşe kuralları ile tercihli olmayan menşe kuralları zaman zaman aynı eşyalar için bile farklılık arz edebilmektedir. Örneğin pantolon cinsi eşya için için menşe kazanma şartı tercihli menşe kurallarına dair PAAMK anlaşmaları çerçevesinde iplikten imalat iken, tercihli olmayan menşe kurallarına dair Gümrük Yönetmeliği eki menşe kuralları çerçevesinde iplikten imalat yada imalatın tamamlanması şeklinde olabilmektedir. 6203 tarife pozisyonlu pantolonlar için Çin ülkesine antidamping vergisi uyguladığımızı ve eşyaların Mısır ülkesi menşeli olması durumunda PAAMK çerçevesinde 0 vergi oranı olduğunu varsayalım. Mısır ülkesinde Çin menşeli kumaşlar kullanılarak üretilen bir pantolon PAAMK çerçevesinde Mısır menşeini kazanamayacak ve dolayısıyla tercihli menşe kurallarına istinaden tavizli yani sıfır vergi oranıyla ithal edilemeyecektir. Öte taraftan, aynı pantolonlar Mısır’da Çin menşeli kumaşlar kullanılarak üretildiğinden ve de tercihli olmayan menşe kuralları yani Gümrük Yönetmeliği eki menşe kurallarına göre imalatın tamamlanmasının menşe kazanma şartı olarak görüldüğünden, aynı eşya aynı işlemler dolayısıyla tercihli olmayan menşe kuralları çerçevesinde Mısır menşeini kazanacak ve düzenlenecek olan menşe şahadetnamesine istinaden Çin ülkesine uygulanan antidamping vergisinden muaf olacaktır. Görüleceği üzere öncelikle eşyaya hangi menşe kuralının uygulanacağını belirlenmesi, sonrasında da o kuralların tatbik edilmesi vergilendirme açısından çok önemlidir.

4. Örnek Olaylar;

4.1 Ticaret Politikası Önlemine Tabi Eşyanın Avrupa Birliğinden A.TR Belgesi ile İthali (Sanayi Ürünleri Kapsamı Eşya)

Bilindiği üzere Gümrük Birliği Anlaşmamızın (1/95 sayılı Avrupa Topluluğu-Türkiye Ortaklık Konseyi Kararı) temelinde sanayi ürünleri ile işlenmiş tarım ürünlerinin ticareti bulunmakta olup, tarım ürünleri bu anlaşma kapsamında değildir. Söz konusu anlaşmanın özü serbest dolaşım ilkesine dayanmakta olup, Topluluk’ta veya Türkiye’de ithal işlemleri tamamlanmış, gerekli gümrük vergisi veya eş etkili vergi veya resimleri tahsil edilmiş ve bu vergi ve resimleri tam veya kısmi bir iadeden yararlanmamış olan üçüncü ülke çıkışlı mallar Topluluk’ta veya Türkiye’de serbest dolaşımda sayılır. Bahse konu eşyanın serbest dolaşımda olduğu da A.TR Dolaşım Belgesi ile ispatlanır.

Gümrük Birliğinde menşe kuralı uygulanmaz. Gümrük Birliği kapsamı eşyanın ticareti menşe esasına göre değil, serbest dolaşım ilkesi esasına dayanmaktadır.

Öte yandan, dış ticaretin kontrol edilmesi amacıyla kota, antidamping vergisi, ek mali yükümlülük gibi ticaret politikası önlemlerinin uygulanması durumunda tercihli olmayan menşe kurallarının uygulanması gerekmektedir.

İşte bu noktada, A.TR ile Avrupa Birliğinden gelen bir sanayi ürünü yada işlenmiş tarım ürününe ilişkin ayrıca bir ek mali yükümlülük gibi ticaret politikası önlemi de uygulanıyorsa ne olacaktır?

Aşağıda iki ayrı örnek üzerinden konu değerlendirilmeye çalışılacaktır.

4.1.1 Bakanlıkça Belirlenen Risk Kriterli Kapsamı Dışındaki Eşya

Örneğin, 3901.10.90.00.11 GTİP numaralı alçak yoğunluklu polietilen cinsi eşyanın Avrupa Birliği üyesi ülkelerden sadece A.TR belgesi ibraz edilerek ithal edilmek istenildiğini, eşyanın menşeini ispat eden herhangi bir menşe belgesinin de ayrıca ibraz edilmediğini varsayalım.

Söz konusu eşyada Hindistan ülkesine ek mali yükümlülük yani bir ticaret politikası önlemi olduğu, ayrıca eşyanın AB’den ithalatında aramızdaki anlaşma gereği A.TR dolaşım belgesi ile serbest dolaşımda olduğunun ispatlanması durumunda sıfır vergi oranına (tercihli tarife) tabi olduğu bilinmektedir.

Bu durumda, Gümrük Birliği Anlaşması, Gümrük Kanunu ve ona bağlı Gümrük Yönetmeliğinin 205/4-ç bendi mucibince, Bakanlıkça söz konusu eşyaya ayrıca bir risk kriteri belirlenmediğinden bu eşya A.TR dolaşım belgesi ile sıfır vergili olarak ithal edilebilecek olup, ibraz edilen A.TR belgesi nedeniyle firmadan ayrıca eşyanın Hindistan menşeli olmadığının geçerli bir menşe belgesi ile kanıtlaması istenilmeyecek ve ek mali yükümlülük ödenmeksizin ithalat yapılabilecektir.

4.1.2 Bakanlıkça Belirlenen Risk Kriterli Kapsamı Eşya 

Örneğin, 54.07 tarife pozisyonunda dokunmuş mensucat cinsi eşyanın Avrupa Birliği üyesi ülkelerden sadece A.TR belgesi ibraz edilerek ithal edilmek istenildiğini varsayalım.

Söz konusu eşyada Çin ülkesine antidamping vergisi yani bir ticaret politikası önlemi olduğu, ayrıca eşyanın AB’den ithalatında aramızdaki anlaşma gereği A.TR dolaşım belgesi ile serbest dolaşımda olduğunun ispatlanması durumunda sıfır vergi oranına (tercihli tarife) tabi olduğu görülmektedir.

Şimdi bu durumda normal şartlarda, Gümrük Birliği Anlaşması, Gümrük Kanunu ve ona bağlı Gümrük Yönetmeliğinin 205/4-ç bendi mucibince bu eşyanın A.TR dolaşım belgesi ile sıfır vergili olarak ve ayrıca Çin ülkesine uygulanan antidamping vergisi ödenmeksizin ithal edilmesi gerekmektedir.

Ancak, yine Gümrük Yönetmeliğinin 205/4-ç bendi gereği, aynı eşyaya ilişkin olarak Bakanlıkça (Gümrükler Genel Müdürlüğü) bir risk kriteri saptandığı ve 30.10.2014/ 3509191 tarih sayılı Tasarruflu yazı ile 54.07 ve 55.13, 55.14, 55.15, 55.16 Gümrük Tarife Pozisyonları altında yer alan mensucat eşyasının Avrupa Birliği ve Serbest Ticaret Anlaşması kapsamındaki ülkelerden ithalatında, Gümrük İdarelerince menşe belgesi aranılması gerektiği ifade edildiğinden, sadece A.TR belgesi ibraz edilerek Çin ülkesine uygulanan antidamping vergisinden muafen ithalat yapmak mümkün olmayacak, eşyanın Çin menşeli olmadığını ispat etmek için menşe belgesi ibraz edilmesi gerekecektir.

4.2 Ticaret Politikası Önlemine Tabi Eşyanın Avrupa Birliğinden EUR.1 Belgesi ile İthali (Tarım Ürünleri Kapsamı Eşya) 

Bir önceki başlıkta değinildiği üzere Gümrük Birliği Anlaşmamızın temelinde sanayi ürünleri ile işlenmiş tarım ürünlerinin ticareti bulunmakta olup, tarım ürünleri bu anlaşma kapsamında değildir. Dolayısıyla tarım ürünlerine ilişkin A.TR düzenlenmesi söz konusu olmamaktadır.

Ülkemiz ile AB arasında tarım alanındaki ilişkilerin çerçevesi, 12 Eylül 1963 yılında imzalanan ve 1964 yılında yürürlüğe giren Ankara Anlaşması ile belirlenmeye başlamış olup, yıllar içerisinde müteakip Türkiye-Avrupa Topluluğu Ortaklık Konseyi Kararları (OKK) ile geliştirilerek bugünkü halini almıştır. AB (Topluluk) ile Türkiye arasında tercihli rejimleri tanıyarak tarım ürünlerinin menşe esasına dayalı ticaretini sağlayan yasal düzenleme olan 1/98 sayılı Ortaklık Konseyi Kararı ile AB’nin 1 Mayıs 2004 tarihinde gerçekleştirdiği genişlemesi nedeniyle 8 yeni üye ülke ile ülkemiz arasında mevcut Serbest Ticaret Anlaşmaları (STA) fesh edilmiş olup, anılan STA larda tarım ürünleri bakımından tesis edilen tavizlerin Türkiye ile Topluluk arasındaki tercihli yapıya adapte edilmesini teminen, 1/98 sayılı OKK’nın I ve II sayılı Protokollerinin Ek’leri yeniden düzenlenmiştir. Bu itibarla, ülkemiz ile AB arasında temel tarım ürünleri için tesis edilen tercihli yapı 2/2006 sayılı Türkiye-AT Ortaklık Konseyi Kararı ile son halini almıştır.[6]

 Gümrük Birliği’nde serbest dolaşım ilkesi geçerlidir, STA da ise menşe kuralları uygulanır.

 İşte bu noktada, EUR.1 Belgesi ile Avrupa Birliğinden gelen bir tarım ürününe ilişkin ayrıca bir ek mali yükümlülük gibi ticaret politikası önlemi de uygulanıyorsa ne olacaktır?

 Aşağıda iki ayrı örnek üzerinden konu değerlendirilmeye çalışılacaktır.

 4.2.1 Eşyanın Tavizli/İndirimli Vergi Oranına Tabi Olması

 İlk örneğimizde, 1006.10.10.00.00 GTİP’li tohumluk çeltik cinsi eşyanın Avrupa Birliği üyesi ülkelerden EUR.1 belgesi ibraz edilerek ithal edilmek istenildiğini varsayalım.

 Söz konusu eşya için 2019 yılı vergilendirme unsurları aşağıdaki gibidir;

Gtip Numarası

Vergi Oranları ve Tanımı

 1006.10.10.00.00 

 AB, EFTA ve F.Ada.% 13  /Gür.% 15  /B-Her.% 0  /G.Kore % 15  /Mlzy.% 15  /Sing.% 9,3  /D-8 % 15  /D.Ü.% 15

 1006

 Ek Mali Yük               ABD Menşeli %25- %50

 Söz konusu eşyada AB üyesi ülkelere indirimli/tavizli vergi oranı söz konusu olduğu, bu tercihli tarifeden faydalanabilmek için de tercihli menşei gösterir EUR.1 belgesi ibraz edilmesi gerekmektedir. Öte taraftan aynı eşyada ABD ülkesine ek mali yükümlülük yani bir ticaret politikası önlemi olduğundan tercihli olmayan menşe kuralları gereği eşyaya ek mali yükümlülük uygulanmaması için ABD menşeli olmadığında dair menşe şahadetnamesi de ibraz edilmesi gerekmekle birlikte,

 Gümrük Yönetmeliğinin 205’inci maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan istisna hükmü olan;

“(4) Bu maddede bahsi geçen önlemlere, ilave gümrük vergisine veya ek mali yükümlülük gibi diğer mali yükümlülüklere tabi eşyadan;

a) Türkiye'nin bazı ülkeler veya ülke grupları ile yaptığı anlaşmalar çerçevesinde veya tek taraflı olarak tanıdığı tercihli tarife uygulamasından faydalanmak amacıyla eşyanın tercihli menşeini tevsik eden belgelerin ibraz edilmesi halinde,

… menşe şahadetnamesi aranmaz.”

Hükmü gereği, eşyanın tercihli tarife çerçevesinde indirimli/tavizli vergi oranı olan %13 üzerinden vergilendirilmesi için sunulan EUR.1 belgesi aynı eşyanın tercihli olmayan menşe kuralı çerçevesinde de bir menşe belgesi olarak kabul edilecek bu sayede ABD ülkesine uygulanan ek mali yükümlülük uygulanmayacaktır.

4.2.2 Eşyanın Tüm Ülkeler İçin Aynı Vergi Oranına Tabi Olması

Bu örneğimizde, 1006.30.94.00.00 GTİP’li pirinç cinsi eşyanın Avrupa Birliği üyesi ülkelerden EUR.1 belgesi ibraz edilerek ithal edilmek istenildiğini ve herhangi bir ithal lisansının da olmadığını varsayalım.

Gtip Numarası

Vergi Oranları ve Tanımı

 1006.10.10.00.00 

 AB, EFTA ve F.Ada.% 45  /Gür.% 45  /B-Her.% 0  /G.Kore % 45  /Mlzy.% 45  /Sing.% 45  /D-8 % 45  /D.Ü.% 45

 1006

 Ek Mali Yük               ABD Menşeli % 25 – %50

Bahse konu pirinç cinsi eşyanın (I) sayılı Tarım Ürünleri listesinde yer aldığı, ilgili vergi oranları ve ticaret politikası önlemlerine bakıldığında ise, Bosna Hersek menşeli eşyaların %0, bu ülke dışındaki tüm ülkeler menşeli eşyaların ise 45 gümrük vergi oranına tabi olduğu, aynı zamanda mezkur eşyaların ABD menşeli olması durumunda ek mali yükümlülük uygulanması gerektiği görülmektedir.

Bir üst maddede anlattığımız hususlar özü itibariyle burada da geçerli olmaktadır. Yani, tercihli tarifeden faydalanmak için bu belgelerle ithal edilen bir eşya hakkında, aynı zamanda ticaret politikası önleminin de öngörülmüş olması mümkün bulunmaktadır. Böyle bir durum için Gümrük Yönetmeliği’nde (205/4-a-b maddesi) bir kolaylık sağlandığı görülmektedir. Bu durumda, ticaret politikası önleminin uygulanmaması için ayrıca menşe şahadetnamesi sunulması gerekli kılınmayıp, tercihli menşei tevsik eden EUR.1, EUR.MED, fatura beyanı veya Form A belgeleri yeterli görülmüştür.

Ancak burada dikkat edilmesi gereken husus tercihli tarife uygulamasından faydalanmak amacının hasıl olmasıdır.

Gümrük Yönetmeliğinde yer alan tanımdan hareketle tercihli tarife: İki ya da daha çok ülkenin yaptıkları ticaret anlaşması uyarınca, aralarındaki ticarette karşılıklı olarak ya da bir ülkenin belli ülke ya da toprak parçaları menşeli eşyaya tek taraflı olarak daha düşük tarife uygulamasını ifade etmektedir.

Kısacası, kanımızca tercihli tarife daha düşük vergi oranı uygulanmasını ifade etmekte olup, uygulanan gümrük vergi oranı AB üyesi ülkeler ile diğer ülkeler arasında bir fark olmayan eşya için indirimli tavizli vergi oranı dolayısıyla tercihli tarife söz konusu olmayacaktır. Bu durumda da Gümrük Yönetmeliğinin bahse konu istisna hükmü “Türkiye'nin bazı ülkeler veya ülke grupları ile yaptığı anlaşmalar çerçevesinde veya tek taraflı olarak tanıdığı tercihli tarife uygulamasından faydalanmak amacıyla eşyanın tercihli menşeini tevsik eden belgelerin ibraz edilmesi halinde, ….menşe şahadetnamesi aranmaz” devreden çıkacak ve eşyaya ticaret politikası önleminin uygulanmaması için mutlak suretle eşyanın ABD menşeli olmadığını gösterir bir menşe şahadetnamesi ibraz edilmesi gerekmektedir.

Buradakine benzer bir durum hariç sektör uygulanmasında mevcuttur. Bu konuyla ilgili olarak; Gümrükler Genel Müdürlüğünün 2016/17 sayılı Genelgesinde özetle;

Bakanlığımıza intikal eden olaylardan ve muhtelif denetim raporlarının incelenmesinden, sınır ticareti kapsamında yapılan bazı ithalat işlemlerinde menşe şahadetnamesi yerine Form A Menşe Belgesi gibi eşyanın tercihli menşeinin tevsikinde kullanılan menşe ispat belgesinin kabul edildiğinden bahisle;

Menşe Şahadetnamesi yerine eşyanın tercihli menşeini gösteren bir menşe ispat belgesinin kabulü ancak, bir tercihli ticaret kapsamında tercihli tarifeden yararlanmak amacıyla getirilen bir eşyanın aynı zamanda ticaret politikası önlemine tabi olması durumunda mümkün olduğu, buna ilişkin hükümlere de Gümrük Yönetmeliğinin 205 inci maddesinde yer verildiği,

Ayrıca, GTS kapsamı sektörler İthalat Rejimi Kararının ek-4’ünde yer almakta ve GTS’den sağlanan tercihli tarifeler, İthalat Rejimi Kararı ek-3A’da yer alan listede belirtilen ilgili ülkeler itibariyle hariç tutulan sektörler için uygulanmamakta olduğu, bu sebeple GTS'de söz konusu olan “hariç sektör” uygulaması çerçevesinde, ilgili ülke GTS ülkeleri arasında yer alsa dahi ithal edilmek istenen eşya sektör itibariyle hariç tutulmuş ise GTS kapsamında Form A Menşe Belgesi kullanılmak suretiyle tercihli tarifeden yararlanılması mümkün olmayacağı,

İfade edilmiştir.

SONUÇ

Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 2’nci maddesinde, hukuk devleti ilkesi, Cumhuriyetin niteliklerinden biri olarak sayılmıştır. Usûlün esasa mukaddem olması prensibi de hukukun temelini oluşturmaktadır. Yani, usûl esastan önce gelmektedir. Bu bağlamda yazımızın konusunu oluşturan, menşe kurallarının ilgili mevzuat hükümleri çerçevesinde doğru tatbiki, doğru vergilendirme açısından son derece önem arz etmektedir. Ancak uygulamada, eşyanın tercihli menşei ile tercihli olmayan menşeini tevsik için kullanılan menşe ispat belgelerinin kullanım amaçlarının birbirine karıştırıldığı ve kimi durumlarda birbirlerinin yerine kullanıldığına sıklıkla rastlanılmaktadır.

Eşyanın tercihli menşeinin ispatı söz konusu eşyaya bir takım vergi avantajları (indirimli gümrük vergisi) sağlarken, eşyanın tercihli olmayan menşeinin ispatı ise eşyayı bir takım dezavantajlara (dampinge karşı vergi, kota, ek mali yükümlülük) maruz kalmaktan korumaktadır. Tercihli tarifeden faydalanmak için bu belgelerle ithal edilen bir eşya hakkında, aynı zamanda ticaret politikası önleminin de öngörülmüş olması da mümkün bulunmaktadır. Böyle bir durum için Gümrük Yönetmeliği’nde (205/4-a-b maddesi) bir kolaylık sağlandığı görülmektedir. Bu durumda, ticaret politikası önleminin uygulanmaması için ayrıca menşe şahadetnamesi sunulması gerekli kılınmayıp, tercihli menşei tevsik eden EUR.1, EUR.MED, fatura beyanı veya Form A belgeleri yeterli görülmüştür. Yine Gümrük Yönetmeliğinin 205/4-ç bendinde ise Avrupa’dan gümrük birliği çerçevesinde A.TR eşliğinde gelen eşyalara ilişkin bir istisna/kolaylık getirildiği de görülmektedir.

Gümrük Yönetmeliği’ne göre EUR.1 veya Form A gibi tercihli menşe belgelerinin, menşe şahadetnamesi yerine kabul edilmesi için, “tercihli tarife uygulamasından faydalanmak maksadı” aranmaktadır. Eşyanın tüm ülkeler için aynı vergi oranına haiz olması ve tavizli verginin söz konusu olmaması durumunda, tercihli tarifeden istifade edilmesi gibi bir durum da söz konusu olmayacağından, ibraz edilen EUR.1 belgesi yada Form A belgesinin, ticaret politikası önlemleri bakımından eşyaya sağlayacağı hiçbir fayda bulunmayacaktır. Bu durumda da, eşya için öngörülen ve bir ticaret politikası önlemi olan ek mali yükümlülüğün uygulanmaması için tercihli olmayan menşein ispatı gerekmektedir. Bunun da menşe şahadetnamesi ile yapılması gerektiği sonucuna varılmaktadır. 

Menşe konusunun son dönemlerde gümrüklerde en fazla ihtilaf yaşanan konuların başında olması ve menşe kurallarının doğru bir biçimde tatbik edilmemesi durumunda geriye dönük ciddi tutarlarda vergi ve cezaların gündeme gelebildiği hususları dikkate alındığında, dış ticaretin tüm paydaşlarının, menşe kuralları konusunda çok daha dikkatli ve titiz olması gerektiği düşünülmektedir.

 

KAYNAKÇA

  • Uluslarası Anlaşmalar-AT Tarım Ürünleri-PAAMK, .
  • 4458 sayılı Gümrük Kanunu (5911 sayılı Kanunla değişik) ve Gümrük Yönetmeliği.
  • KAYA Talip Engin, “Dünya Ticaretindeki Gelişmelerin Ülkemiz Menşe Mevzuatına Etkisi”, Uzmanlık Tezi, Ankara, Ocak 2007.
  • SARIKAYA Kadir, “Menşe Oyunu Kuralları”, Gümrük Dünyası Dergisi, Sayı:83, Aralık, 2014.
  • SARIKAYA Kadir, “Gümrük Vergi Hukuku”, Lebib Yalkın Mevzuat Dergisi, Haziran, 2011.
  • SEYİDOĞLU Halil, “Uluslar arası İktisat”, Kurtiş Matbaacılık, İstanbul, 2001.
  • YAĞAN Haldun, “Gümrük ve Dış Ticaret Sözlüğü”, Gümrük ve Ticaret Müfettişleri Derneği İktisadi İşletmesi Yayın No:1, Ankara, 2013.

[1] SEYİDOĞLU Halil, “Uluslar arası İktisat”, Kurtiş Matbaacılık, İstanbul, 2001, S.116.

[2] YAĞAN Haldun, “Gümrük ve Dış Ticaret Sözlüğü”, Yeni Gümrük ve Ticaret Müfettişleri Derneği İktisadi İşletmesi Yayın No:1, Ankara, 2013, s.294.

[3] Gümrük Rejimlerinin Basitleştirilmesi ve Ahenkleştirilmesine İlişkin Uluslararası Sözleşme-Kyoto Sözleşmesi, 18 Mayıs 1973 tarihinde Kyoto’da (Japonya) imzalanmış ve 25 Eylül 1975 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Kyoto Sözleşmesi 22/04/1995 tarihli ve 22266 sayılı T.C. Resmi Gazete’de; Gümrük Rejimlerinin Basitleştirilmesi ve Uyumlaştırılmasına İlişkin Uluslararası Sözleşme Hakkında Değişiklik Protokolü ise 31/03/2006 tarihli ve 26125 sayılı T.C. Resmi Gazete’de yayımlanarak kabul edilmiştir.

[4] KAYA Talip Engin, “Dünya Ticaretindeki Gelişmelerin Ülkemiz Menşe Mevzuatına Etkisi”, Uzmanlık Tezi, Ankara, Ocak 2007, s.6.

[5] SARIKAYA Kadir, “Menşe Oyunu Kuralları” Gümrük Dünyası Dergisi, Sayı: 83, Aralık 2014.

[6] https://www.ticaret.gov.tr/dis-iliskiler/avrupa-birligi/tarim