Sezai KAYA, Gümrük Müşaviri, Gümrük ve Ticaret Eski Müfettişi
19.06.2022

Yazımızın konusunu ithal edilen malın bedeli için ödenen vade farklarının gümrükte beyan edilmesine ilişkin hususlar oluşturmaktadır.

Tanım:

Mal bedelinin anlaşmada belirtilen tarihten sonra ödenmesi nedeniyle ortaya çıkan farklardır. Paranın zaman maliyetinin satıcı tarafından alıcıya yansıtılmasıdır.

Gümrük Kıymeti Karşısındaki Durumu:

Vade farkları 4458 Sayılı Gümrük Kanunu'nun 24/3-a maddesi ile Gümrük Yönetmeliği’nin 45/1-a madesi çerçevesinde gümrük kıymetine dahil edilmek zorundadır.

İhracatçı vade farkını eşyanın satışı anında fatura düzenlerken hesaba katarsa beyanname tescilinde zaten gümrük kıymetinin içinde yer alacaktır.

Beyannamenin tescili anında bilinmeyen vade farkları belli olduğu ve ödendiği andan sonra 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 234/3. maddesi veya Gümrük Yönetmeliği’nin  53 ve 150/3. maddeleri çerçevesinde “tamamlayıcı beyanla” gümrüğe beyan edilmelidir.

KDV Yönü:

Vade farkı adı altında yapılan ödemelerin gümrük kıymetine girmesi, bu gibi ödemelerin 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 21/a maddesi uyarınca ithalatta KDV matrahına girmesi sonucunu doğuracaktır.

4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 234/3. maddesi veya Gümrük Yönetmeliği’nin  53 ve 150/3. maddeleri çerçevesinde “tamamlayıcı beyanla” gümrüğe beyan edilen vade farkları üzerinden KDV’de tahsil edilecektir.

İthal edilen mallar için ödenen vade farklarının 2 no.lu KDV beyannamesi ile vergi dairesine beyan edilmesi doğru değildir. Zira; 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 48. maddesinde ithal edilen mallarla ilgili eksik ödenen KDV’nin gümrük idaresince tahsil edilmesi gerektiği hükmedilmektedir.

Danıştay Kararı

Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu E:379, K:72 sayılı 13.03.1998 tarihli ve E:52, K:327 sayılı 06.11.1998 tarihli kararlarında, kabul kredili ithalatı gerçekleştiren kurumun ithalat öncesinde ihracatçıyla yapmış olduğu bir anlaşma uyarınca ve belirlenen bir vadeye göre keşide ettiği poliçeyle, bu poliçeyi kabul eden banka aracılığıyla mal bedelini ve vade farkını ödediğini, ödenen vade farklarının, 3065 sayılı Yasanın 21 inci maddesinin (c) bendinde belirtilen “fiili ithalata kadar yapılan diğer giderler” kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini, zira ödeme ifadesinin, nakden veya hesaben ödeme ile birlikte belli bir meblağın borçlanılmak üzere tahakkuk etmesini de kapsadığını ve ayrıca, ithalatın gerçekleştiği tarihte poliçeye bağlı vade farkı tutarının belirsiz olduğundan söz edilemeyeceği gibi bu tutarın ithalattan sonraki bir tarihte ödenmiş olmasının da bu gerçeği değiştirmeyeceğini ifade ederek kabul kredili ithalatta fatura bedeli dışında satıcıya ödenmek üzere transfer edilen vade farkının ithalatta katma değer vergisi matrahına dahil edilmesi gerektiğini belirtmiştir.