Sezai KAYA, Gümrük Müşaviri, Gümrük ve Ticaret Eski Müfettişi

Ülkeler kendi ihracatını teşvik etmek maksadıyla birtakım mekanizmalar kurar. Bu mekanizmalardan bir tanesi de kendi ülkesinden mal alımı yapan ithalatçıları kredilendirmektir.  Aşağıda bazı ülkelerde kurulmuş olan ihracat kredi kurumlarının bir listesi bulunmaktadır.


Mezkûr kuruluşlar farklı sektörlerdeki ürünlerin ihracında kendi üreticilerine destek vermek veya başka bir deyişle teşvik amacıyla kredi programları düzenlemektedirler. Türkiye’deki ithalatçılar da bazı durumlarda söz konusu kuruluşlardan kredi kullanarak ithalat yapabilmektedir. Dolayısıyla bu yazımızın konusunu da bahse konu kuruluşlardan alınan krediler ile ödemesi yapılan ithalatların KKDF mevzuatı karşısındaki durumu oluşturmaktadır.

T.C. Merkez Bankasının 02.01.2002 tarih ve 2002/YB-1 sayılı Sermaye Hareketleri Genelgesine göre; Türkiye’de yerleşik kişilerin yurt dışından nakdi kredi temin etmeleri, bu kredileri bankalar aracılığıyla kullanmaları kaydıyla serbesttir. (25.01.2018 tarihinde döviz geliri olmayanların kredi kullanamayacağına ilişkin kısıtlamalar getirilmiştir) Ancak söz konusu kredilerin mutlaka Türkiye’deki bankalar aracılığıyla yurda getirilerek kullanılmaları gerekmektedir. Şu kadar ki; Genelge ekinde yer alan ihracat kredi ve ihracat kredisi garanti kuruluşlarının listesinde kayıtlı kuruluşların garantisi kapsamında yurt dışından sağlanan kredilerin doğrudan yurt dışındaki ihracatçı firmaya ödenmesi durumunda yurda getirilme şartı aranmamaktadır.

Bu durumda, “yurtdışına herhangi bir para transferi olmadığı için ithalat işlemi KKDF’ye tabi olacak mıdır?” sorusu karşımıza çıkmaktadır. Zira KKDF ile ilgili olarak verilen özelgelerin tamamında yurtdışına para transferinin mevzuatta öngörülen belgelerle tevsiki aranmaktadır.

Sorunun cevabı Maliye Bakanlığının B.07.1.GİB.0.02.68./6802 tarihli 23/03/2009 sayılı özelgesinde ve Gümrükler Genel Müdürlüğü’nün 20/06/2014 tarihli 1147826 sayılı yazısında yer almaktadır. Her iki düzenlemede de kredinin yurtdışından sağlanarak Türkiye’ye getirilmeksizin mal bedeli olarak doğrudan yurtdışındaki satıcıya yurt dışında fiili ithalden önce peşin olarak ödendiği, bu hususun Türkiye’de ithalat işlemine aracılık eden bankadan alınacak yazı ile gümrük idarelerine tevsiki halinde KKDF kesintisi yapılmadan ithalat yapılabileceği ifade edilmektedir.

Bu durumda, T.C. Merkez Bankasının 02.01.2002 tarih ve 2002/YB-1 sayılı Sermaye Hareketleri Genelgesinin 2 no.lu ekinde bulunan kuruluşlardan alınan kredilerin Türkiye’ye getirilme zorunluluğunun bulunmadığı, bu krediler ile ithalat bedelinin peşin olarak ödendiği, ithalat işlemine aracılık eden Türkiye’de yerleşik bankadan alınan yazı ile tevsik edilmesi halinde KKDF kesintisi yapılmaksızın ithalat yapılabileceği sonucuna ulaşılmaktadır.